Whatsapp Canlı Destek Butonu
Kelime Açıklama
Aborda Bir teknenin başka bir tekneye veya bir iskeleye yanaşması.
Abramak Kontrol altına almak, komutası altında tutmak, üstesinden gelmek, deniz taşıtlarını yönetmek
Açığa Çıkmak Rıhtıma aborda veya kıçtan kara olmuş bir geminin bulunduğu yerden avara ederek daha uzaktaki bir yere demirlemek için sahilden uzaklaşması.
Açmak Fazla yaklaşıldığı anlaşılan bir sahilden veya herhangi bir yerden istenildiği kadar açılmak, karşılaşılan bir geminin yolu üzerinden çatışmayı önlemek için geminin sancağa veya iskeleye alınması.
Admiralti Demiri Balıkçı demiri olarak da bilinir. Çiposu kollarına dik olan demirlerdir. Çipolar bu tip demirlerin bir kısmında sabit, bir kısmında ise hareket edebilir şekilde yapılırlar. Kayalık ve taşlık zeminlerde iyi tutar.
Aganta Hisa veya laçka edilmekte olan bir halatın veya zincirin kısa bir zaman için akışının durdurulması, tutulması için verilen komut. (Aganta iskota, aganta burina burinata!)
Ağır Deniz Dalga boyları ile dalga yükseklikleri büyük ve çarpma basınçları fazla olan denizler.
Ağır Fırtına Yüksek dalgaları oluşturan, uzun ve tepeleri öne doğru devrilmeye başlayan, deniz üzerini beyaz köpüklerle kaplatan ve saatteki sürati 48-55 mil olan rüzgar.
AIS Automatic Identification System. Gemi trafik takip sistemi.
Alabanda Bordanın iç kısmı. Dümenin basılabildiği kadar bir tarafa basılması. (Sancak alabanda, İskele alabanda)
Alabora Altüst olma, teknenin ters çevrilmesi.
Alarga Sahilde bulunmayan, açıkta bekleyen. (Alargada bekleme)
Alesta Hazır olmak, hazır olarak beklemek. Alesta tramola! (Tramola etmeye hazır ol) Alesta ferro! (Demir atılmaya hazır)
Almanak Güneşin, ayın ve gezegenlerin doğuş ve batış zamanları ile seyir branşını ilgilendiren diğer astronomik bilgileri kapsayan ve her yıl yayınlanan kitap.
Ana Yelkenler Ana serenler üzerine açılan yelkenlerdir. Bu yelkenler açıldıkları ana serenlerin isimleri ile anılırlar: trinket yelkeni, mayıstra yelkeni, foa yelkeni...
Anafor Bir akıntının akış yönünün aksine doğru yön değiştirmesine denir. Anafor, suları daha ziyade girinti ve çıkıntıları fazla olan sahillerde görülür.
Anele Hareketli demir halka.
Anemometre Rüzgarın saatteki hızını deniz mili olarak ölçen cihaz.
Apaz Kemere istikametinden gelen, bordaya dik olarak esen rüzgar. Bu rüzgarı kullanarak seyretmeye apaz seyri denir.
Apiko Demirin vira edilişinde deniz dibinden kurtulup dimdik durduğu vaziyet; veya dikkatli olarak beklemek.
Arma Sabit donanım. (Direk çarmıhları, istralyalar vb.) Güverteden yukarıda bulunan direkler, serenler ve bunlar üzerindeki halat donanımları ile kullanılan her türlü teçhizat. Donanımların sabit olanlarına 'ana', hareketli olanlarına 'selviçe' denir.
Armuz Güverte ve borda kaplama tahtalarının arasındaki çizgi.
Avadanlık Herhangi bir işin yapılmasında kullanılan yardımcı alet ve malzeme.
Avara (Avara Etmek) Gemi, bot veya teknenin yanaşmış olduğu yerden ayrılması.
Ayı Bacağı Rüzgarı pupadan alarak seyreden yelken gemilerinde, açevele gönderi kullanılarak iskotaların birini sancak, diğerini iskele bordaya doğru açmak suretiyle yelkenlerin rüzgarla dolmasını sağlayan ve süratli gitme imkanını veren yelkenle seyir usulü.
Ayna Kıç Kıç tarafları sivri olmayıp, kemere istikametinde düz olan tekne.
Aynalık Kıç bodoslama üzerine konan ve dümen iğneciğinin üzerine konduğu tahta levha. (Ayna kıç teneler)
Baba Halat volta etmek için ağaç veya madenden yapılmış, silindirik biçimli ve başlıklı veya halatların kurtulmaması için çıkıntılı, güverte veya rıhtıma bağlanan sabit gereç.
Badarna Etmek Bir halatın aşınmaması için üstünün halat veya koruyucu bir malzeme ile sarılması.
Bağlama Limanı Ticaret gemilerinin kayıtlı olduğu ve her türlü tescil işlemlerinin yapıldığı limanlardır. Bağlama limanının ismi, gemilerin kıç aynalıkları üzerine ve gemi isimlerinin altlarına yazılır
Barınma Fırtınalı havalarda en yakın limana girme veya kıyının korunmalı bir yerinde demirleme.
Barometre Hava basıncını ölçen aygıt.
Baston Ana cıvadranın üzerinde ileriye doğru uzatılmış çubuk.
Baş Üstü - Baş Altı Baş tarafta güverte üstü veya güverte altı.
Baş Bodoslama Omurganın baş tarafından teknenin başını meydana getirmek için yukarı doğru konulan ağaç parçası.
Baş Halatı Baş taraftan ileri doğru verilen halat.
Baş Omuzluk Kemere ile baş bodoslama arasındaki yuvarlak kısım.
Başaltı Baş kasarayı meydana getiren kısmın alt tarafı. Genellikle personel için ayrılan kısım.
Baştankara Etmek Tekneyi bir sahile veya kumsala baş taraftan oturtmak veya yanaştırmak.
Başüstü Gemi ana güvertesinin gemi pruvasında kalan kısmı.
Bayılma Gemi veya deniz araçlarının herhangi bir sebeple sancak veya iskele tarafına yan yatmaları.
Beden Demirin anelesi ile memesi arasında kalan kısmı. Halatların iki çıması arasında kalan kısma da beden denir.
Bimini Kokpitin üzerinde, seyir esnasında kullanılan, krom yapısıyla yarı sabit tente.
Bindirmek Bir geminin baş tarafından bir gemiye çatması veya karaya oturması.
Bodoslama Gemilerin baş ve kıçını oluşturmak üzere, omurganın baş ve kıç tarafından kaldırılan ağaçtan veya saçtan yapılan sütun.
Boiler Elektrik veya motorun soğutma suyunu kullanarak su ısıtan sistem.
Borda Geminin su kesiminden yukarıda kalan dış kısmı.
Borda Feneri Sancakta yeşil, iskelede kırmızı olarak yakılan, pruva pupa hattına 112,5 derece açılı fener.
Bosa / Bosa Tutmak / Bosa Vurmak Demir zincirini tutmak için güverteye sabitlenmiş mapalara bağlı ve uçları maçalı zincirler.
Boş Almak Gevşek bir halatın, germek maksadıysa fazlasını çekmek.
Boş Vermek Halatı kaçırmak.
Bölme Gemilerde birbirinden perdelerle ayrılmış ve birinden diğerine su geçmeyecek şekilde yapılmış iç kısımların her biri.
Bumba Genel anlamda yatay olarak kullanılan serenlere denir. Yan yelkenlerin altabaşo yakalarını gerip açmak üzere kullanılan serenlere de bumba denir. Bumbalar açıldıkları yelkenlerin isimleri ile anılır.
Bumba Yakası Yelkenlerin bumba destekli olsun veya olmasın alt yakaları.
Camadan Camadan vurmak. Yelken alanının küçültülmesi. Klasik (direğe çekilen) ana yelken, bocurum vb.lerde yelkenin indirilerek camadan matafyonlarından bumbaya camadan bağı ile bağlanması. Sarmalı yelkenlerde ise yelkeni kısmen açarak alan küçültmek.
Camadan Bağı Camadan vururken bu küçültmeyi yapmada kullanılan bir bağ çeşidi.
Can Yeleği Yüzücü kabiliyeti fazla olan maddelerden yapılmış ve insanın beli ile omuzları arasını saran, yelek gibi giyilen veya kemer gibi bel ile koltuk altına sarılan kurtarma aracı.
Çakar Denizde açığa veya kıyılara yerleştirilen, belirli aralıklarla yanıp sönen fener.
Çamçak Teknede biriken suyu toplamak için tahtadan yapılmış bir cins kepçe.
Çapa Zincire bağlı olarak denize atılan ve dipte çamura veya kuma gömülerek gemiyi istendiği yerde deniz üzerinde tutan demir.
Çapariz Yapılmakta olan bir işin veya manevranın yapılmasını engelleyici bir durumun ortaya çıkması sonucunda işin veya manevranın yapılmasının gecikmesini veya bir başka manevranın yapılmasını gerektiren durum.
Çarkçıbaşı Gemilerde makine bölümünün amiri.
Çarmık Direklerin her iki bordasına bağlanabilmesi için gerilmiş tel halatlar.
Çıma Halat, elincesi veya yomaların uç kısmı.
Çımacı Yolcu gemilerinde geminin iskeleye yanaşması esnasında sahile halat veren, geri alan gemiciler.
Dalga Boyu İki dalga tepesi arasındaki kadem cinsinden uzunluk.
Dalga Yüksekliği Denizlerde dalga çukuru ile dalga tepesi arasındaki düşey mesafe.
Demir Gemi ve deniz araçlarını istenilen yerde sabit tutmak için halat veya bir zincire bağlı olarak denize bıraktıkları özel biçimde dökme demir veya çelikten yapılmış ağırlıklar.
Demir Almak Demir üzerinde bulunan bir geminin demirini dipten çıkartıp gemiye alma işlemi.
Demir Taramak Fırtınalı ve denizli havalarda, demirli bir geminin demirlediği mevkiden farklı bir mevkiye doğru sürüklenmesi.
Deniz Haritası Deniz sahaları ile sahilleri gösteren ve denizciler tarafından kullanılan özel haritalardır.
Deniz Mili Yer küresi üzerindeki bir büyük dairenin bir dakikalık yayının boyu olup, bir deniz mili 2000 yarda veya 1852 metredir.
Dıştan Takma Motor Küçük deniz araçlarında kıç aynalık tahtası üzerine takılan yüksek devirli motor.
Dil Büyük teknenin karaya çıkmak, manevra etmek ve benzeri işlerde kullanılan yedek kayığı veya botu.
Direk Gemilerin güvertesinden yukarıya doğru dikilen ve serenlerle yelkenlerin ve armaların donatıldığı çubuklardır.
Direk Iskaçası Direklerin alt kısımlarının oturduğu yuvalar.
Dirisa Etmek Bir taraftan bir tarafa dönme, rüzgarın yön değiştirmesi.
Donanım Direklerin, serenlerin veya yelkenler üzerindeki halat, makara gibi aksamın tümü.
Döküntü Deniz yüzeyine yakın tehlikeli kayalık kümeler
Draft Geminin çektiği su.
Düdük Sesle işaret vermek üzere, basınçlı hava ile çalışan ve en az iki deniz mili mesafeden duyulabilecek nitelikteki cihaz.
Düğüm Bir halatın bedeni üzerine yapılan krozun içinden halat çımasının ayrılan kısmı.
Dümen Gemiyi (tekneyi) istenilen yöne çevirmek için sac veya tahtadan yapılan, kıç tarafa monte edilen yelpaze şeklindeki parça.
Dümen Dinlemek Dümen yelpazesinin, suyun yaptığı itme gücü ile geminin rota değiştirmesi.
Dümen Dolabı Dümen palasına bağlı mekanizmasını çevirebilmek için yapılmış olan aygıt.
Dümen Palası (Yelpaze) Dümenin esas ana parçası.
Eğri Tekne kaplamalarının üzerlerine bağlandığı, tekneye biçimini veren, omurgaya bağlı eğri ağaç veya demir parçaları.
El İskandili Elektrikli iskandil olmayan teknelerde, derinlik ölçmek için çımasına 5 kg'lık bir kurşun asılmış ve üzerine kulaç taksimatı yapılmış olan, savlodan oluşan iskandil.
Faça Yelken Rüzgarı baş omuzluktan tersten alarak teknenin hızını düşürmesi, traverse çıkmak, orsa alabanda eğlenmek (Heave to)
Farş Tahtaları Ağaç bir teknenin sintine üzerindeki aralıklı tahtaları.
Fener Gemiden bir yere verilmiş olan halatların ırgat üzerinden boşunu almak veya fora edilmiş bir halatı gemiye almak için halatın gemide kalan kısmının sarıldığı, alt ve üst tarafları şişkince, silindir şeklindeki alet.
Flama Görünür muhaberede kullanılan üçgen şeklindeki sancaklar.
Flok Baş tarafa çekilen üç köşe yelken.
Fora Etmek Bir yere volta edilmiş olan halatın çıkartılması.
Frişka Bütün yelkenleri camadan vurmaksızın kullanılabilecek, hızı saniyede 5-12 m olan hafif rüzgar.
Gönder Güverteye dik olarak tespit edilen ve şapkasına milli sancak çekilen, yuvarlak çubuk.
Göz Demiri Daha çok büyük motor yatlarda ve ticari gemilerde bas tarafta genelde sancak iskele olarak kullanılan ağır demirler.
GPS Global Positioning System. Uydular ile bağlantı kurarak, yerküre üzerinde mevkiyi tespit eden cihaz ve sistem.
Gradin Yelkenleri yırtmaktan korumak için kenarlarına çepeçevre çekilen halat.
Gros Tonilato 2,83 m3 büyüklüğünde hacim birimidir. Bir teknenin tüm kapalı yerlerinin kadem küp olarak hacminin yüze bölümüdür.
Gulet İki direkli, hafif armalı, karpuz veya ayna kıç, genelde ahşap Anadolu / Akdeniz teknesi.
Gurcata Bir direk üzerinde çanaklık kurmak için mauna kolları üzerine omurgaya aykırı olarak yerleştirilen kollar. Yelken teknelerinde direkten inen çarmıkları açmak için kullanılan kollar.
Günbatısı Batıdan esen rüzgar.
Gündoğusu Doğudan esen rüzgar.
Güngörmez Yelkenlerde rüzgarın çıktığı arka yaka. (Dirsek yakası, bumba yakası, güngörmez yakası)
Güverte gemilerde ve teknelerde baştan kıça kadar döşenmiş tahta veya madeni platform döşeme.
Hakiki Mevki Bir geminin, dünya üzerinde enlem ya da boylam olarak, mevkilerini belli maddelerden aldığı kerterizlerle tespit etmiş olduğu mevkidir.
Halaskar Kurtarıcı.
Halat Çapı el ile kontrol etmeye uygun kalınlıkta (>8 mm) olan, genellikle sentetik liflerden üretilmiş kalın ip.
Hamla Kürek çekilirken küreğin bir periyot içindeki mesafesi.
Harbi Kilitlerin açık bulunan taraflarındaki uçlarda bulunan yuvalardan geçirilen demir çubuklar.
Havuzluk Yelkenli veya kürekli bir teknede, güvertede topluca oturulacak yer, kokpit.
Hırça Mapası Zincirin, zincirlikteki çımasının omurgaya bağlandığı kilit.
Hidrofor Teknede tatlı su sistemini basan elektrikli pompa.
Higrometre Havada, atmosferde bulunan nem miktarını ölçen cihaz.
Hisa Etmek Bir şeyi yukarı kaldırmak. (Hisa sancak, hisa kürek)
Iğrıp Deniz veya göl dibinden biraz yukarıdaki balıkları avlamak için, kenarlarına ağırlık bağlanarak atılan torbalı büyük ağ; iki tekne tarafından çekilir.
Irgat Demirli gemilerin zincirini almada, sahile verilen halatların boşunu almada kullanılan stim, motor, elektrik veya elle çalışan güverte makinesi.
Iskalarya Yelkenli gemilerde direklere çıkmak için çarmıkların aralarına yatay olarak bağlanmış ince halat veya demir çubuklar.
Iskarmoz Kürekli teknelerde küreğin bağlanması veya oturması için ay veya çubuk şeklindeki metal veya ahşap malzeme.
Iskota Yelkenleri rüzgar ile doldurmak veya yön değiştirmek, açı vermek için kullanılan halat palanga donanımı.
Istralya Direk ve çubukların cundalarında, baş ve kıça doğru inen sabit arma veya teknelerin postalarını baştan kıça kadar birbirlerine bağlayan kuşak.
İğnecik Dümenin kıç bodoslamaya bağlanabilmesi için erkekli ve dişili çift menteşe.
İmbat Yaz aylarında denizlerden karalara doğru esen mevsim rüzgarı.
İmpeller Motordan tahrik alarak deniz suyu devirdaimini gerçekleştiren lastik pervane.
İnvertör 12 volt elektriği 220 volta dönüştüren ünite.
İskaça / Iskaça Direk ve cıvadraların alt başlarındaki topukların yerine oturması için açılmış olan yuva.
İskandil Denizin derinliğini ölçmeye yarayan cihaz.
İskele Teknenin pruva-pupa hattına göre sol yarısı veya gemiye girip çıkmak için kullanılan sürme veya inip kalkan merdiven.
İzbarço Direk ve armalar üzerinde çalışacak personeli, oturtarak yukarı çekmek için yapılan bağ.
Kabadalga Dalga yüksekliği 5-9, dalga boyu 7-14 fit olan ve gemiyi rahatsız eden dalga.
Kabasorta Arma Serenleri direklere dik ve kemere istikametinde olan dört köşe yelkenli arma.
Kabotaj Bir devletin, deniz ve hava yolu ticareti bakımından kendi vatandaşlarına, özellikle kendi bayrağını taşıyan gemilere tanıdığı ayrıcalık, bir ülkenin limanları arasında gemi işletme hakkı.
Kaçınma Karşılaşılan tehlikeli bir durumdan kurtulmak için lüzum görülen manevraların yapılması.
Kadem (Ayak) 30,48 cm'lik uzunluk ölçüsü, feet.
Kakıç Tutulan balığı veya halatları sudan karaya ya da tekneye almakta kullanılan ucu kancalı gereç.
Kalafat Kaplama ve güverte döşeme tahtalarının armozlarına üstübü sıkıştırdıktan sonra, üzerlerine zift ile doldurma işlemi.
Kaloma Demirli bir geminin denizde bulunan zincirinin uzunluğu. Kaloma miktarı denizin derinliğine göre hesap edilir. Genel olarak derin yerlerde derinliğin beş misli, derin olmayan yerlerde derinliğin üç misli kaloma verilir.
Kana Rakamları Gemilerin çektikleri su derinliğini göstermek için baş ve kıç bodoslamaları üzerine konmuş rakamlar.
Kapele Sabit arma kasalarının direk ve çubuklardan geçtiği, çubukların üst kısımları, tepeleri.
Kaplama Postaların üzerine, boyuna kaplanan sac veya tahtalar.
Karaman Vurmak Dalga sebebiyle veya yedekleme esnasında birdenbire teknenin sarsılarak yalpalaması.
Karamursal Çifti demirde yatan gemilerin, muhtelif yönlere saldıkları durumda zincirlerinin karışmaması için kullandıkları, bir fırdöndüye bağlı dört parça zincirden ibaret bir donanım.
Karaya Bindirmek Derin suda bulunan bir teknenin batmasını önlemek maksadıyla sahile doğru seyrederek, baş tarafından omurgasının deniz dibine oturması.
Karayel Kuzeybatıdan esen rüzgar.
Karina Bir teknenin su altında kalan ıslak dış kısmı.
Karula Yakası Bir yan yelkenin direğe yakın alt köşesi.
Kasa Halatların çımalarını kendi bedenlerine örerek, açılmayacak şekilde dikişle emniyete alınan halka biçimi. Kasa dikişi.
Kasara Gemilerin baş ve kıç taraflarında üst güverteden yukarı kalan yarım güverteler.
Kastanyola Demir zinciri akarken, suga ederek durdurabilmek için ırgat etrafına konan demir veya çelik şerit çember. (Bir çeşit fren balatası)
Katamaran Yan yana inşa edilmiş iki gövdeden oluşan yelkenli tekne.
Kavela Kasa ve halat dikişlerinde kollar arasına açmakta kullanılan uçları sivri ağaç ve demirden yapılmış çubuk.
Kavança Herhangi bir şeyi bir taraftan diğer tarafa geçirmek veya aşırmak veya bir yerden diğer bir yere aktarmak.
Kazık Bağı Ters olarak yapılmış iki mezavoltanın yan yana getirilmesiyle yapılan bağ.
Kekamoz Teknelerin karinalarında oluşan, hız kesen deniz canlısı.
Kemane Gemilerin pruva taraflarındaki suya yakın olan kısmı ile uç kısmı arasındaki iç bükeylik. Baş tarafları bu şekilde yapılmış olan teknelere kemane başlı tekneler denir. Genellikle yatlarda cıvadra, kemanenin üzerine oturtulur.
Kemere Güvertenin döşenebilmesi için posta uçlarını birleştiren enine (omurgaya dik) konan kısımlar.
Kerte Bir dairenin 32'de 1'idir. (11.25 derece)
Kerteriz Herhangi bir maddenin veya bir başka geminin bir gemiden olan yönünü, mıknatıs veya cayro pusula ile tayin etmek veya ölçmek.
Kerye İki tel halatı birleştirmek için veya halatın çımasına geçici kasa yapmak için kullanılan civatalı mengene.
Keşişleme Güneydoğudan esen rüzgar.
Kıble Güneyden esen rüzgar.
Kıç Teknenin geri tarafı.
Kıç Bodoslama Omurganın kıç tarafa kaldırılan dik kısmı.
Kıçtankara Gemilerin baştan demirleyip veya şamandıraya bağlayıp kıçtan sahile halat vererek yanaşmalarıdır.
Kıçüstü / Kıçaltı Teknenin kıç tarafındaki güverte üstü ve güverte altı.
Kılavuz Bölgesel tehlikelerden, seyir yolları geçitleri hakkında geniş bilgisi olan ve gemileri böyle yerlerde sevk ve idare eden ehliyetli şahıs.
Kilit 12.5 veya 15 kulaç uzunluğundaki zincir uzunluğu.
Kilit Bir tarafı yuvarlak, diğer tarafı açık demir veya çelikten yapılmış U şeklinde ve açık olan tarafındaki deliklerden geçirilen vidalı bir harbi ile kapatılan, gemicilikte çok kullanılan bağlaç.
Kinistin Valfı Gerektiğinde bir tekneye, denizden su almak için su kesiminden aşağıya konmuş ve gerektiğinde açılıp kapatılabilecek valf. Küresel vana.
Klemens Kablo uçlarını eklemede kullanılan vidalı sistem.
Koç Boynuzu Baş ve kıç omuzluklar ile mataforaların üzerinde bulunan ve halat volta etmek için kullanılan boynuz şeklinde iki kulaklı madeni eçhize.
Kokpit Havuzluk. Teknenin dümen dolabının olduğu kumanda bölümü.
Kol Flasaların bir tarafa bükülmesi sonucu halatta elde edilen ikinci halat elemanları.
Koltuk Halatı Gemilerin baş ve kıç taraflarından sahile verdikleri halatlar. Kısa olarak koltuk denilir. Palamar.
Kondanse İçinden geçen deniz suyu ile motor içindeki tatlı suyu soğutan sistem. Eşanjor veya kuler de denir.
Korozyon Gemi üzerinde bulunan demir ve çelik aksamın, oksijen ve havadaki nem nedeniyle paslanması.
Kroz Halatın çıması veya bedeninin birbiri üzerine aykırı konulması.
Kulaç 185 cm veya 6 kademlik uzunluğu ifade eder.
Kurt Ağzı İçinden halat geçmesi için güverte üzerinden baş ve kıç omuzluklarına monte edilen, ağzının bir kısmı açık, demir yastıklar
Küpeşte Rüzgarlı ve denizli havalarda denizlerin güverteye girmemesi için bordaların ana güverteden yukarı doğru uzatılmasıyla meydana gelen ve geminin etrafını kısmen kuşatan güverte üstündeki borda kaplaması.
Küpeşte Trizi Küpeşte kaplamalarının en üstüne konulan enli ağaç kütük.
Laçka Etmek Boş bırakmak, gevşetmek.
Leş Sığ suda batmış olan bir geminin enkazı veya su üzerinde yüzen parçaları.
Lif Nebati halatın yapıldığı malzemenin en ince parçası.
Liftinuskur Çarmık ve istiralya gibi donanımları germek için dişli bir kovan içine geçirilmiş viralı çubukların sağa ve sola çevrilmesi ile donanımları geren alet.
Livar Tutulan balıkların salınmak veya alıkonulmak üzere canlı olarak bekletildiği file, saz, kafes, tekne bölgesi vb. gibi balığın yaşam ortamı ile su alışverişini doğrudan sağlayan bölme.
Loça Demir zincirinin akması ve demir bedeninin yerleşmesi için baş tarafta açılmış madeni oluk.
Lodos Güneybatıdan esen rüzgar.
Lokmalı Bakla Zincir baklalarının ortaları damaklı olanıdır.
Lumbar Ağzı Gemilerin sancak ve iskele taraflarında bulunan, borda iskelelerinin üst tavalarının bulunduğu yer hizasındaki güverte kısmı.
Lumbuz Gemideki pencerelere verilen isim.
Mandar Yelkenlerin hisa edilmesi (basılması) için kullanılan çelik tel veya halat.
Manika Gemilerin iç kısımlarındaki kötü havayı çekip, yerine temiz hava vermek üzere üst güvertelere veya lumbuzlara konulan, rüzgarın estiği tarafa döndürebilecek şekilde hareket edebilen, ağızları geniş sac borular.
Manila Halatı Yabani muz ağacı elyafından yapılan bir halat. Çekme gücü diğer bitkisel halatlara göre daha yüksektir.
Mapa Sabit halka.
Matafora Teknelerde veya sahilde filika veya botların asılabilmesi için uçlarında palanga bulunan aygıt.
Matafyon Yelken ve tentelerin delik açıldığında yırtılmaması için delik etrafının takviye edildiği yassı metal halka.
Mayna Etmek Aşağı indirmek (ağır ağır). Rüzgarın ve denizin şiddetinin azalması.
Met Ayın ve güneşin çekim kuvvetlerinden dolayı su seviyesinin yükselmesi.
Mezestre Bayrağı yarıya kadar indirmek.
Mezevolta Bir halatın çımasının bir seren veya kendi bedeni üzerine veya babaya, bir volta alındıktan sonra çıma ve bedenin aksi taraflara çekilerek yapılan bağ.
Mihver Eksen. Etrafında döndürülen şey.
Mil (Deniz Mili) Denizdeki uzunluk ölçüsü. (6080 feet = 1852 mt)
Mizana Direği 3 direkli bir yelkenli gemide en kıçtaki direktir.
Neta Etmek Dağınık ve düzensiz bir yeri tertip ve düzene sokmak.
Nispi Kerteriz Kara veya denizdeki bir maddenin, geminin pruvasına nazaran olan istikameti. Bu maddeden geçen kerteriz hattı ile geminin omurga hattı arasındaki açıdır.
Omurga Bir teknenin postalarının üzerine oturtulup bağlandığı ve baştan kıça kadar devam ettiği ağaç ya da madeni parçalardır. Genellikle küçük teknelerde yekpare olur.
Omurga Hattı Gemi ve deniz araçlarının baş ve kıç bodoslamalarını birleştiren ve omurga ile aynı düzlem üzerinde bulunan hat.
Omuzluk (Baş, Kıç) Teknenin baş ve kıç tarafında sancak ve iskele istikametinde 45 derecelik nisbi açı ile içindeki bölüm veya yön.
Orkoz Akıntının aksi yönünden esen rüzgar etkisiyle, akıntı istikametinin aksine doğru giden yüz akıntıları. Girinti ve çıkıntılı sahillerde bir çıkıntıya çarparak akıntının aksi yönüne doğru akan akıntı.
Orsa Yelkenleri mümkün olduğunca rüzgar yönüne yaklaştırarak seyretmek. (Orsa seyri, dar / sıkı orsa)
Orsa Alabanda Eğlenmek Rüzgarı bordaya alarak yelkenleri birbirinin aksine alıp tekneyi yolundan alıkoyup vakit geçirmektir. Faça yelken.
Orsa Yakası Dört köşe yelkenlerin rüzgar üstünde kalan, üç köşe yelkenlerin istiralya tarafında kalan yakaları.
Ölüdeniz Fırtınaların dinmesi ile denizin çatlaksız dalgalı hali. Rüzgar olmadığı halde fırtına sebebiyle oluşmuş bulunan dalgalar devam eder.
Pafta Büyük haritaları oluşturan parçalardan her biri.
Pala Küreklerin denize giren enli ve yassı kısımları.
Palamar 1. Gemilerin rıhtıma veya iskeleye bağlanmasında kullanılan halatlar. 2. Koltuk halatlarını alan personel.
Palanga Bir halat ve en az iki makaradan oluşan kaldırma mekanizması.
Parakete (Paragat) Suyun içinde asılı veya dibe uzanmış, serili olarak duracak şekilde düzenlenmiş, bir beden üzerinde çok sayıda kösteğe bağlı iğne taşıyan balık avcılığı aracı.
Parakete Bir geminin süratini ve deniz içinde katettiği mesafeyi deniz mili cinsinden ölçen elektrikli ve mekanik alet . Hız göstergesi.
Parampet Sarılan brandaların konduğu, gemi içinde veya dışındaki dolaplar.
Payanda Deste, dayanak.
Pinter (Sepet) Balık ve diğer su ürünlerinin avlanmasında veya yakalanmasında kullanılan, kasnak ve ağlardan yapılmış tuzaklar.
Piyan Bir halatın çımasının açılıp dağılmaması için çımasına ıspavlo veya gırcala ile yapılan bir çeşit düğüm şekli.
Ponton Köprü dubalarına verilen isim. Bu dubalar bir araya getirilerek tekne şeklinde taşımacılık veya gemi bordalarında çalışma amacıyla kullanılır. Marinalardaki yüzer rıhtımlar.
Porsun Harp gemilerinde sabit ve hareketli armalar ile makara, demir, zincir, yelken işlerinde ve bunlara ait ambarların istiflerinde kullanılan ve arma doldurmak hizmetlerinde çalışan personel.
Portolon Bir limanın veya herhangi bir koyun büyük ölçekte yapılmış haritaları.
Portuç Alet edevat, boya vb. şeylerin saklanması için kullanılan dolap veya kamara gibi yerler.
Posta Üzerine kaplama tahtalarının veya sacların bağlandığı ağaç veya maden eğriler. Kaburga.
Poyraz Kuzeydoğudan esen rüzgar.
Praçol Kemereleri alabandalara bağlayan ve muhtelif şekillerde yapılan ağaç veya madeni levhalar.
Pruva Bir teknenin ön tarafı, ileri istikameti.
Puntel Tehlike sınırlarını belirtmek üzere, küpeşteler hizasına ve diğer yerlere konulan dikmeler.
Pupa Bir teknenin kıç tarafından geri istikameti.
Pus Hava içindeki su buharının yani nemin fazla olması sebebiyle görüş mesafesinin çok az olduğu hava durumu. Madeni halatların ölçü birimi. 1 pus = 2.54 cm.
Pusula Rota istikametlerini gösteren, kerteriz alıp mevki konmasına, yön tayin edilmesine yarayan, mıknatıs veya cayro ile çalışan seyir aletidir.
Puta Yerine koymak, donatmak. (Puta kürek)
Pürmeçe Demir üzerinde yatan bir gemiyi istenilen tarafta sabit tutmak için geminin kıç tarafından zincire verilen halat.
Radansa Halatların çımalarında kasa yapmakta kullanılan, madeni halka biçimindeki malzeme.
Randa Sereni sayesinde yukarı çekilen dörtgen şekilde yelkenler.
Raspa Kabaran boyaları veya paslı yerleri kazıyıp temizlemek için bir uçları kıvrık L şeklindeki çekiç gibi çelik aletler.
Reis Yelken gemicileri arasında birinci kaptan.
Roda Kullanılmamış, açılmamış halat sargıları.
Rota Geminin üzerinde gittiği yön.
Röle Elektrik anahtarı. Selenoid.
Rüzgar Kuvveti Rüzgarın bir saatlik sürati. Bofor olarak gösterilir.
Rüzgar Sürati Rüzgarın bir saniyede kat ettiği mesafenin metre yönünden ifade edilmesi. Rüzgar hızı. Anomometre ile ölçülür.
Rüzgaraltı Rüzgarın estiği yönün aksi. Rüzgarın gittiği yön / yer.
Rüzgarın Kalması Esen rüzgarın hafiflemesi.
S-Tahrik S-Drive veya Sail Drive. Genelde yelkenlilerde kullanılan, şaft yerine motordan direkt çıkan ve gücü pervaneye direkt ileten dişli sistemi.
Sabit Arma Gemi üzerinde devamlı olarak sabit durumda bulunan direk, çarmık, giz, seren vb. gibi donanım.
Safra Geminin denize elverişli bir durumda bulunması için zorunlu koşullardan biri olan su çekimi ve dengeyi sağlamak amacıyla gemiye alınan ve gerektiğinde yüksüz olarak da yolculuk edebilmesine olanak sağlayan kum veya taş gibi fazla ağırlıklar.
Sağa Devirli Pervane Kıç taraftan bakıldığı zaman sancak tarafa doğru devreden pervane.
Sağanak (Civarna) Rüzgarın bölümler halinde şiddetli esmesi.
Sakal Gemilerin karinalarında meydana gelen yosunlar.
Salma Omurga Nispeten eski model yelkenli teknelerde olan, salmanın tüm omurgaya yayılmış hali.
Salmastra Şaftın tekneyi terk ettiği yerde bulunan su geçirmez sistem.
Salpa Demirin deniz dibinden kurtulması, ağırlığın zincire binmesi anı. Demir vira edilirken demir önce apiko, sonra salpa durumuna gelir.
Salta etmek Gergin bir vaziyette bulunan bir halatı biraz kaçırmak.
Sancak Teknenin pruva-pupa hattının sağ yarısı, sağ tarafı.
Sancak Bağı Sancakları ve işaret flamalarını savlolarına bağlamakta kullanılan bir nevi bağ.
Sansabosa Fırtınalı havalarda tek demirde yatılırken demirin taraması ihtimaline karşı olduğu yerde atılan ikinci demirin bosaya vurulmamış ve kaloma verilmemiş durumu.
Sapan Makaraların ve tornoların tablaları etrafındaki halat veya demir kuşaklar. Yük almakta veya vermekte kullanılan muhtelif uzunluklarda iki uçları radansalı tel veya lif halatlar.
SART Search and Rescue Transponder. Radar yoluyla yer belirten arama ve kurtarma cihazı.
Savlo Sancak ve flama çekmek için kullanılan 1,5 burgatalık ince halat.
Selenoid Röle, elektrik sistemlerinde kullanılan yüksek akım kontrol üniteleri.
Selviçe Yelkenli bir gemi armasındaki hareketli halatlar.
Separ Separatör kelimesinden türemiş, mazotu sudan arındırmak için kullanılan filtre. Primer filtre.
Sephiye Bir cismin su üstünde durmasını sağlayan yüzdürücü kuvvettir.
Serdümen / Dümenci Gemilerde veya teknelerde dümen tutan personel.
Seren Direkler üzerinde yelken açmak için ve işaret çekmek için yatay olarak bağlanmış gönder.
Serpinti Körüğü Kokpitin önündeki, sert denizlerde serpinti ve rüzgarı engellemeye yönelik tente. Spray hood.
Seyir Fenerleri Gemi ve deniz araçlarının seyir halinde bulundukları zaman, çekmek ve yakmak zorunluluğunda oldukları, ''Denizde Çatışmayı Önleme Tüzüğü"nde belirtilmiş fenerler.
Seyir Yardımcıları Deniz fenerleri, ışıklı şamandıralar, radyo sinyalleri, görünür seyir işaretleri ve elektronik mevki koyma tesis ve istasyonları, gemilerin seyir ve emniyet kolaylığına yardımcı olan tesis ve araçlar.
Sifon Motor içerisine su girmesini engellemek amacıyla su seviyesinin üzerine çıkan hortum sistemi. Benzerleri tuvalet veya tekne içi diğer deniz suyu devrelerinde de kullanılır.
Silistre Lumbarağzında selamlama veya gemi dahilinde yapılacak anonstan önce dikkati çekmek maksadıyla kullanılan kemikten veya madenden yapılmış tiz ses çıkartan bir cins düdük.
Silyon Feneri Gece ve karanlıkta, gemilerin seyir halindeyken pruva ve grandi direkleri cundalarında yaktıkları, ufkun 20 kertelik bir sahasında berrak havada en az 5 milden görülebilen ve pruvadaki grandiye nazaran aşağıda olan beyaz renkli fenerlerdir.
Simofor İki gemi veya sahil istasyonu arasında kısa gönderli, dört köşe sancaklarla yapılan görünür muhabere usulü.
Sintine Gemi makine ve kazanlarının bulunduğu kısmın zeminin altında, genellikle ambar güvertesinin altında kalan ve gemi içinden sızan sularla makine ve kazan dairelerinden akan yağ yakıtlarının toplandığı en alt kısım.
Siya Etmek İleri yolla giden bir filikanın durdurulması maksadıyla küreklerin ters tarafa doğru çekilmesi.
Soluğan Uzun mesafelerden gelen, fırtına sonrası ilerleyen ölü dalgalar.
Su Çekimi Geminin su kesimi ile omurgası arasındaki dikey mesafe.
Suga etmek Vira edip sıkıştırmak. (Suda kastanyola, suga cıvata vb.)
Su Hattı Teknenin gövdesinde, ıslak yüzeyle kuru yüzeyi arasındaki çizgi.
Sülyen Yeni konulan veya raspa edilerek temizlenmiş olan çelik veya demir saclar üzerine koruyucu olarak sürülen, genellikle kırmızı renkteki astar boya.
Sürme İskele Birbiri üzerine aborda olmuş gemiler arasında gidip gelmeyi sağlamak üzere uzatılan, enli tahtalardan yapılmış olan iskele.
Sürüklenmek Herhangi bir sebep dolayısıyla hareket edemeyen teknelerin rüzgar ve akıntıya tabi olarak mevki değiştirmesi.
Şaft Gemi makinelerindeki krankın çevrimsel hareketini pervaneye ileten, çelikten yapılmış silindir şeklindeki çubuk.
Şaft Kovanı Şaftın dönmesi ile bodoslamanın aşınmaması için şaft göbeğine geçirilen kovan.
Şamandıra Kullanış şekline göre değişik biçimlerde yapılmış ve su geçirmezliği temin edilerek yüzme kabiliyeti arttırılmış, sac veya ağaçtan yapılmış sarnıçlar. ( Demir, sis, palamar, fener şamandırası gibi)
Şat Mavna gibi eşya naklinde kullanılan büyük duba.
Şemsiye Demiri Şamandıraları sabit tutmada kullanılan, iç tarafları boş, yarım küre şeklindeki demirler.
Şeytan Çarmıhı İki halat arasına ağaç basamaklarla yapılan, bordadan sarkıtılan merdiven.
Şönt Shunt. Elektriksel olarak aküleri birbirine bağlayan devre.
Tabla Makaraların dış yüzeylerini oluşturan bölüm.
Tahliye Bir geminin yükünü boşaltması. Bir bölmede biriken suyu dışarı basmak.
Takatuka Sigara külü silkmek için kullanılan, bakır, çinko veya teneke kapalı kutu.
Talvek Hattı Boğazlarda veya iki ülke arasındaki deniz mesafesinin, karasularından daha kısa mesafede olması halinde ortadan geçtiği varsayılan hat.
Tambura Halat dolabı.
Tarak Gemisi Limanları veya geçitleri derinleştirmek için kepçeli olarak yapılmış özel gemi.
Tel Sapan Yük kaldırmada kullanılan, her iki çıması kasalı veya radansalı tel halat.
Traka Gemi bordasında boya veya temizlik yapmak için halat ile bordalara güverteden sarkıtılan tahta.
Tırnak Demirin kollarının ucundaki tırnak şeklindeki kısım.
Tik Ağacı Gemi veya yat inşaasında kullanılan hint meşesi.
Tirim Yapmak Ayarlamak.
Tirinket Yelkeni Kotra arma yelkenlilerde altında sereni olan iç flok.
Triz Çarpma ve sürtünmelerden korumak için güvertesiz teknelerin direk ve dubaların dış kenarlarına takılan, tahta ya da halat örgüsünden yapılmış çıkıntı.
Toka Etmek Bir şeyi yerine kadar kaldırmak, yukarıya çekmek
Tonaj Bir ticaret gemisinin iç hacminin hesaplanması ile bulunan taşıma kapasitesi.
Tonilato Gemilerin iç hacimlerinin ifadesinde kullanılan ve 2.83 metreküpe eşit olan hacim birimi.
Tonoz Gemileri belirli bir istikamette tutmak için gemilerin kıç taraflarından bir tele bağlı olarak attıkları demir. Tonoz demirleri göz demirlerinin üçte biri ağırlığındadır.
Tornistan Gemi veya teknelerin makinelerini çalıştırarak geriye doğru gitmeleri.
Torno Bir dilli makara.
Tramola Yelken seyrinde rüzgar üstüne çıkarak kontra değiştirmek.
Tırhandil Ege ve Akdeniz'de balıkçı ya da süngerci yelkenli teknesi.
Transit Gemi Yabancı bir limandan başka bir yabancı limana gitmek üzere ülke karasularından (durmaksızın veya dursa bile yük / yolcu indirmeden) geçen gemi.
Travers Yapmak Açıkta eğlenmek.
Tul Boylam.
Tumba Herhangi bir şeyi altüst etmek.
Uçkurluk Milli ve işaret sancakları ile fors ve flandraların, içinden uçkurluk savlolarının geçtiği beyaz kumaştan yapılmış kısım.
Uskuna Pruva direği, grandi direğinden daha kısa iki direkli yelkenli tekne.
Uskur Pervane.
Usturmaça Birbirinin üzerine veya rıhtıma yanaşan teknelerin bordalarının zarar görmemesi için araya koydukları ağaç, lastik, plastik veya halatlardan yapılmış olan balon, silindir, tekerlek biçimindeki yastık.
Uzun Düdük Dört ile altı saniye süreli düdük sesi.
Üstüpü Katranlı halat eskilerinin didiklenmiş hali, paspas temizlik veya kalafat yapmakta kullanılır.
Üzerine Düşmek Rüzgar ya da akıntı veya yanlış manevra sonucu bir deniz vasıtasının başka bir deniz vasıtasına çarpma durumuna gelmesi.
Varagele İki nokta arasında gerilmiş olan kuvvetlice bir halat üzerinde hareket eden bir makaraya bağlı, sepet veya iskemle donanımlı insan veya eşya taşımak için kullanılan donanım.
Varda Dikkat, savul, uzaklaş anlamında bir söz.
Vardabandıra Gemiden gemiye, gemiden sahile veya sahilden gemiye görünür muhabere cihazlarıyla (Simafor, ışıldak, muhabere sancakları vb.) verilen mesajları okumak ve yazmak üzere yetiştirilmiş personel.
Vardamana Borda iskelesine yanaşan vasıtadan çıkan personelin tutunmaları için iskelenin vardevela puntellerinden geçirilen halatlar.
Vardavela Halatı / Teli Teknelerin küpeştelerinde ve borda iskelelerinde yolcu ve mürettebatın korunması için dikilmiş bulunan, sabit veya yatar-kalkar puntellerin üzerine yatay olarak geçirilmiş halat veya tel.
Vardevela Punteli Vardevala halatlarının geçmesi için yalı kütükleri üzerindeki papuçları geçirilen ve üzerinde delikleri bulunan puntel.
Vardiya Gemilerde birbirini izleyen genellikle dörder saatlik nöbet.
Vasat Bir geminin orta kısmı.
Vinç Gemiye yük alıp vermede kullanılan, ambar ağızlarına yakın olarak konmuş hidrolik / elektrik ile çalışan makineler.
Vira Vidayı, cıvatayı, ırgat veya vinci sarma yönünde çevirmek için verilen komut.
Vira Demir Funda edilmiş demirin ırgat vasıtasıyla gemiye çekilmesi için verilen komut.
Viya Teknenin istenilen rotaya döndükten sonra, bulunulan rotada seyredilmesi için serdümene verilen komut.
Volta Bir halatın babaya veya biteye bir kez dolaştırılıp çımasının bedeni yönünde bulundurulması.
Volta Etmek Halatı bir yere birkaç kez dolayarak bağlamak.
Yağcı Ticari gemilerde makine bölümünde çalışan, makinaların yağ durumuyla ilgili gemi adamı.
Yakamoz Gece denizde balıkların, tek hücrelilerin veya küreklerin kımıldanışıyla oluşan parıltı.
Yalpa Dalgaların bordadan alınması ile teknenin sancaktan iskeleye, iskeleden sancağa sallanması.
Yanaşmak Aborda.
Yapraklamak Yelkenlerin boşalarak bayrak gibi dalgalanması.
Yarda 0,941 metre uzunluğunda ölçü birimi. Bir mil 2000 yarda.
Yarımay Iskarmoz Küreklerin çekilmesi için küpeşte üzerindeki deliklere geçirilen ve uç kısımları hilal şeklinde olan ıskarmoz.
Yaslamak Bir teknenin hareket kabiliyetini kaybederek akıntı veya rüzgar etkisi ile bir rıhtıma veya başka bir tekne üzerine düşmesi, yamanması.
Yedeğe Almak Bir geminin bir başka gemiyi bağlayıp çekmesi.
Yeke Dümen başına takılıp dümenin istenilen tarafa basılması için kullanılan demir veya ağaçtan yapılmış kol.
Yelken Rüzgar kuvvetiyle hareket eden gemilerde, rüzgarı toplamak için yan yana dikilmiş bezlerden meydana getirilmiş ve kullanıldığı yerlere göre değişik biçimlerde olan yüzeyler.
Yelpaze Dümenin su içindeki en geniş kısmı.
Yetişen Tekne Aynı kontra ve yönde giden ve öndekine yaklaşan tekne.
Yıldız Kuzeyden eser rüzgar.
Yisa Bir halatı hamle hamle çekmek. Hep birlikte yapılan işlerde, çalışanları gayrete getirmek için bağırılan sözcük.
Yol Kesmek Bir geminin hızının azaltılması.
Yol Vermek Bir geminin hızının arttırılması ya da çarpışma rotasında iken sancak veya iskeleye dönerek mevcut rotadan ayrılmak.
Yollu Gitmek Bir geminin mümkün olduğu kadar süratle ilerlemesi durumu.
Yoma Bağı Aynı kalınlıkta olmayan iki halatı birbirine bağlayan bağ.
Yoma Bükümü Halat kolları bükümünün tersine bükülmesi ile yapılan üç kollu halat.
Yumru Sandal veya gemi bordalarına yapılan koruyucu ağaç çıkıntıları
Zahiri Rüzgar Hakiki rüzgarın sıfır olduğu bir ortamda hareketin aksine bir rüzgar oluşur. Seyir halindeki teknenin de kendi rüzgarı vardır. Teknenin rüzgarı ile hakiki rüzgarın birleşimiyle oluşan ve teknede hissedilen rüzgara zahiri rüzgar denir.
Zehirli Boya Deniz yaratıklarının gemi karinasına tutunmalarını, üremelerini önemek için kullanılan boya.
Zeval Öğle zamanı.
Zıvana Dik olarak durması gereken direk veya dikmelerin topuk kısımlarının kare veya yuvarlak şekilde yontulması ile meydana gelen kısım. Zıvanalar ıskaçalara geçirilmek suretiyle oturtulurlar.
Zoka Uç tarafında sarımsak dilimi biçiminde kurşun bulunan bir çeşit balık iğnesi (olta).