Boylam Saati
Günümüzde GPS ve diğer modern navigasyon araçlarıyla boylam belirlemek oldukça kolay olsa da, geçmişte birtakım zorluklar yaşanıyordu.
1700lü yıllardan önce gemilerin doğru boylamı belirlemesi çok zordu çünkü saatler, sallanma hareketi nedeniyle denizde sabit duramıyordu. Zamanı kullanarak boylamı hesaplamanın ilk şartı ise iki farklı yerde saatin kaç olduğunu bilmekten geçiyordu. Boylamın bilinememesi nedeniyle uzun deniz yolculukları daha fazla uzuyor, ekonomik zararları bir yana denizciler sağlıklı beslenemedikleri için çeşitli hastalıklardan dolayı ölüyorlardı.
Gemma Frisius, 1530 yılında boylamı bulmak için mekanik bir saat kullanma fikrini öne sürdü. Ancak aradan 200 yıl geçtikten sonra bu fikri çağının ötesinde bir zekaya sahip saat ustası olan John Harrison gerçekleştirdi.
18. yüzyılda yaşamış İngiliz bir saat yapımcısı olan John Harrison, zamanın hatasız bir şekilde ölçülebilmesi ve bu ölçümü yapan makinenin taşınabilir olması konusunda uzmanlaşarak denizciliğin 1700’lere dek süregelen boylam sorununu neredeyse tek başına çözerek bir efsane oldu.
Harrison 1735 yılında, 5 sene süren uğraşlar sonucunda H-1 adını verdiği ilk saatini geliştirdi. H-1 kendisinden önce yapılan saatlere hiç benzemiyordu, garip görünüşüyle kendisinden sonra üretilen saatlere de benzemedi. H-1 yapılan ilk deniz yolculuğu testini başarıyla geçti.
Harrison, Boylam Kurulu’ndan daha iyi bir saat yapmak için destek istedi, 2 yıl sonra H-2 yi geliştirdi. Devrimci yeniliklere sahip bu zaman ölçer zorlu testlerin hepsini geçti.
Yapımına başladığında 48 yaşında olan Harrison’ın H-3’ü yapması 19 yılını aldı. 753 parçadan oluşan H-3 üzerindeki yenilikler ise günümüzde termostatlarda ve sıcaklık kontrol aletlerinde kullanılmaktadır.
Ancak Harrison cep saati boyutlarında bir deniz saati yapmaya karar vermişti, bu sebeple H-3’ten 4 yıl sonra tasarımını daha da geliştirerek H-4 ü ortaya çıkardı. Harrison'ın en ünlü icadı H4 deniz saatiydi, bu deniz saati ilk kez sallanma hareketlerinden etkilenmeyen bir tasarıma sahipti, Bir cep saati olarak çok büyük (çapı 12,5 cm) ancak bir deniz saati olarak çok küçük olan bu saat devrimci özellikleriyle yeni bir çağın başlangıcını simgeliyordu. H4, Harrison'ın diğer deniz saatleriyle birlikte, deniz seyahatlerindeki navigasyonu büyük ölçüde geliştirdi ve boylam hesaplamalarında daha doğru sonuçlar alınmasını sağladı.